Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bülent Cihantimur, güneş ışınlarının etkinliğinin azaldığı şu dönemde, yaşlanma belirtilerinin önüne geçmek için, cildi tekrar eski formuna sokulması gerektiğini açıkladı: “Güneş ışınlarına tepki olarak bronzlaşan cilt, sonbaharla birlikte artık nemini kaybetmiş, yorulmuş ve canlılığını yitirmiş bir hale gelir.
Bu form kaybı yaşlanma belirtilerinin çok daha çabuk ilerlemesine ve özellikle yüz bölgesinde çizgilerin belirgin hale gelmesine sebep olur. Bu yıkımın önüne geçmek için öncelikle cildin su kaybını tazelemek gerekir. Nemlendirmek ve bol su içmek en pratik cilt canlandırıcı sonbahar önerisi olabilir” dedi.
Medikal uygulamalardan yardım alabilirsiniz
“Yaz mevsimine girerken kimyasal peeling ve benzeri uygulamaları önermeyiz. Fakat mevsim itibariyle cildin bir takım ihtiyaçlarını karşılamak adına ilave medikal uygulamaların son derece etkili, yapıcı bir fonksiyonu vardır. Söz gelimi güneş ışınlarından dolayı sürekli kısılan göz, çevresine ve alın bölgesine ince çizgilerin daha belirgin hale gelmesini sağlamıştır. Botoks bunun için bir çözüm olabilir. Yine aynı şekilde dolgu uygulamaları, cildin kaybettiği nemi kazandırır ve cilt alt dokusundaki hacim kaybının önüne geçer.
Sadece yüz bölgesine değil, sürekli açıkta kalan ve hep ihmal edilen ama yaşlılığı en çok gözler önüne seren el üzerine de dolgu uygulamaları aynı mantık çerçevesinde yapılabilir” diyen Op.DR. Bülent Cihantimur, ihtiyaca göre, ozon terapi ve PRP uygulamalarının da bu dönemde yapılabileceğini söyledi.
Kolajen kaybına Örümcek Ağı Estetiği
“Yaşlanma belirtilerinin bu dönemde hızlıca hissedilmesinin bir başka nedeni de, kolajen kaybının yaşanmasıdır. Kolajeni tekrar aktif hale getirmek, artan çizgileri ve sarkmaları tekrar formuna sokmaksa, ameliyatsız Örümcek Ağı estetiği ile mümkün. Sosyal hayatı etkilemeyen, hem tedavi eden, hem de sürekli cildin tazelenmesine olanak sağlayan Örümcek Ağı estetiği, cilt için sonbaharda yapılabilecek en etkili uygulamalardan birisidir” diyen Cihantimur, muayene sonrasında kişisel tedavi planlarının oluşturulması gerektiğini ve önlemler alındığı takdirde cildin tekrar yenilenmesinin mümkün olabileceğinin de altını çizdi.